Poems

Mor kırmızı

Habire düşerdim, sanki göremediğim birileri
 
çelmelerdi ayaklarımı
 
Çok ağrırdı bacaklarım
 
hep çürük hep mor
 
Habire sol elimi keserdim bir de
 
Suyun altında yanardı kesik yeri
 
hep kan hep kırmızı
 
 
Habire yanılırdım en kötüsü
 
Fazla kıymet, emanet giysi gibi
 
dururdu güvendiklerimde
 
‘O ama çok farklı’ dediklerimde
 
Öğrendim zamanla, bütün farklar aynıdır
 
 
Ruhum gururundan morarırdı
 
ve yüzüm kızarırdı utancından
 
Çocukken battaniyeden çadır
 
yapardım ya hani sığınmaya
 
Şimdi çıplaktım insanların ortasında
 
Çıplak ayna, görür
 
ve nefret ederlerdi yansımalarından
 
 
O yüzden geriye kalan sadece
 
iki tayfı gökkuşağı kaderimin
 
hep mor hep kırmızı
 
 
Ne edeyim, söylemek zorundayım
 
Çok aldatıldım fazla bıçaklandım
 
hep mosmor hep kankırmızı​